20,7996$% -0.02
22,3993€% 0.23
1.306,54%-0,43
2.211,00%-1,00
4.999,96%2,31
557427฿%-0.95487
01 Haziran 2023 Perşembe
Amerikan bandıralı ‘Queensland’ adlı 9 bin 927 grostonluk, canlı hayvan taşıyan gemi, dün Balıkesir’in Bandırma ilçesindeki Çelebi Limanı’na demirledi.
Gemide 79 alıcıya ulaştırılmak üzere 2 bin 900 gebe düve bulunuyor.
Büyükbaş hayvanların alıcılarına dağıtımları yapılmaya başlandı.
Gemideki canlı hayvanlar, kamyonlarla alıcılara taşınırken, çevreye yayılan koku ise çevredekileri rahatsız etti.
Mersin Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoteknoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Furkan Ayaz, geliştirdiği biyoteknolojik gübre çalışmasından olumlu sonuç alarak pamuk, silajlık mısır, arpa ve buğdaydan oluşan deneme tarlalarında rekolteyi ürüne göre yüzde 20 ile 70 arasında artırdı.
Mersin Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoteknoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Furkan Ayaz, Türk tarımını bağımlı hale getiren gübre sorununa çözüm bulmak için 2 yıl önce çalışma başlattı. Biyoteknolojik gübre geliştiren Doç. Dr. Ayaz, pamuk, silajlık mısır, arpa ve buğdaydan oluşan deneme tarlalarında bu ürünü deneyerek olumlu sonuçlar aldı. Deneme amaçlı ekimi yapılan tarlalarda ürüne göre yüzde 20 ile 70 arasında rekolte artırışı elde edildi.
Doç. Dr. Furkan Ayaz, 2 yıl önce çıktıkları yolculuktan memnun kaldıklarını belirterek, “Tarsus Belediyesi, Birleşmiş Milletlerle ortak çalışan dernekler ve Mersin Üniversitesi Biyoteknoloji Araştırma Merkezi olarak bitki biyoteknologları ile beraber gerçekleştirdiğimiz denemeler sonucu biyoteknolojik gübreleri elde ettik. Bu gübrelerin rekolteyi ürüne göre yüzde 20 ile 70 arasında artırabildiğini gördük. Örneğin pamukta yüzde 40, silajlık mısırda yüzde 20, arpada yüzde 40, buğdayda yüzde 60 civarında sonuç elde ettik. Bu ve benzeri şekilde yüzde 70’e varan rekolte artışları tespit ettik. Bunun moleküler mekanizması üzerindeki çalışmalarımızı halen devam ettiriyoruz” dedi.
Doç. Dr. Ayaz, projenin tamamlanmasıyla Türk tarımının gübre konusunda dışa bağımlılığının bitebileceğine dikkat çekerek, “Öncelikle bizim Türk tarımındaki en büyük sorunlardan biri, dışarıya bağlı bir şekilde gübre temini veya topraklarımızın aşırı gübreleme ile yorulması ve zehirlenmesidir. Biz de bilim insanları olarak bunun önüne geçmeyi hedefliyoruz. Proje ile çiftçinin maliyetleri de düşecek. Özellikle doğal, ekonomik ve milli çözümlerle, sanayi ile iş birliği halinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Şu anda birkaç ürünümüzde büyümeyi tetikleyebildiğimizi, rekolteyi artırabildiğimizi görüyoruz. Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) ve Tarım Bakanlığı ile projeler geliştirerek, ortaklı çalışarak Türk tarımında rekolte artışını ve maliyeti düşürmeyi hedefliyoruz. Böylece dünyadaki değişen koşulları, özellikle iklim koşullarını ve pandemi ile beraber lojistik alanlarında meydana gelen durumlardan oluşan maliyet artışlarına önlem getirmeyi hedefliyor ve amaçlıyoruz” diye konuştu.
İlçeye bağlı Bostancı köyü, Avdal ve Karagöz mahalleleri ile Halkevli ve Mülayim köylerinde sağanak nedeniyle dereler taştı.
Derelerin taşması yüzünden çevredeki tarım arazileri, yollar ve köprüler suyla doldu.
Karabük Valiliği, devam etmesi beklenen sağanak nedeniyle yaşanması muhtemel olumsuzluklara karşı uyarıda bulundu.
Bilecik de sağanaktan etkilendi
Bilecik’in İnhisar ve Bozüyük ilçelerinde şiddetli yağış ve sel nedeniyle bazı ekili arazilerde, köy yollarında hasar oluştu.
İnhisar ilçesi Koyunlu köyünde öğleden sonra bastıran sağanak yüzünden su baskını yaşanan Söğüt-İnhisar kara yolu köy ayrımında hasar meydana geldi. Ulaşıma kapanan yol, Karayolları ve İl Özel İdaresi ekiplerinin çalışmasıyla açıldı.
Sağanağın yol açtığı selden dolayı bazı ağaçların devrildiği ilçede, büyük bölümü Olcay Durmuş’a ait olmak üzere bazı üreticilerin 15 bin metrekare alandaki domates ve salatalık ekili seraları zarar gördü.
Bölgede, AFAD, İl Özel İdaresi ile Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekipleri, hasar tespit çalışması başlattı.
Bozüyük ilçesi Kovalıca köyünde de etkili olan yağış sonrası Celalettin Akkuş’a ait ağıl çöktü. Ağılda bulunan küçükbaş hayvanlardan 15’i telef oldu. Bazı evleri su bastı ve ekili araziler zarara uğradı.
Muhtar İsabali Yılmaz, AA muhabirine, can kaybı olmamasının tek tesellileri olduğunu söyledi.
Buğday, pancar ve ayçiçeği ekili yaklaşık 1500 dönüm arazinin selden zarar gördüğünü belirten Yılmaz, “Köy yolumuzda da hasar oluştu. İl Özel İdaresi ve Bozüyük Belediyesi ekipleri gerekli çalışmaları yapıyor.” dedi.
Dışarıda olanlar, sığınacak yer ararken araçlarıyla yolculuk yapanlar, ilerlemekte güçlük çekti.
Yer yer beyaz örtü oluşturan dolu, bazı mahallelerdeki tarım arazilerinde hasara yol açtı.
Denizli’nin Honaz ilçesinde de dolu, başta kiraz bahçeleri olmak üzere tarım arazilerine zarar verdi.
Yaklaşık 20 dakika süren dolu yağışı sonrası ilçe beyaza büründü, bazı ağaçlardaki meyveler ve yapraklar döküldü.
Honaz Ziraat Odası Başkanı Hasan Yelek, yaptığı açıklamada, yağıştan etkilenen çiftçilere geçmiş olsun dileklerini ileterek, “Büyük bir afet yaşadık. Zararımız büyük. Bilhassa kiraz bahçelerinin yüzde 50’den fazlasında zarar söz konusu. Hasar tespitleri yapılacak.” dedi.
Tarım ve Orman İlçe Müdürü Emre Aşkın da dolu yağışı sonrası yerinde incelemelerde bulunulduğunu ifade ederek, hasar tespit çalışmalarının en kısa sürede tamamlanacağını bildirdi.
Çankırı’nın Çerkeş ilçesinde sağanak dolayısıyla bazı evleri, tarım arazilerini ve ahırları su bastı.
İlçede akşam saatlerinde başlayan sağanak, ilerleyen saatlerde etkisini artırdı.
Sağanak nedeniyle ilçeye bağlı Türbaşı köyünde 3 ev ile bazı ahırlar ve tarım arazileri zarar gördü.
Evlerini su basan vatandaşlar, Çerkeş Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Çerkeş itfaiyesi ve jandarma ekiplerinin yardımıyla kurtarıldı.
Kars’ta dün başlayan ve aralıklarla devam eden sağanak öğle saatlerinde yerini şiddetli rüzgara bıraktı.
Merkeze bağlı Ölçülü köyünde rüzgar hortuma dönüştü. Kısa süre içinde köyde etkili olan hortum nedeniyle 3 ev, 2 ahır ve cami lojmanının çatı ve duvarlarında hasar oluştu.
Jandarma ve AFAD ekiplerinin sevk edildiği köyde, hasar tespit çalışması yapılıyor.
Dünyada 1 Haziran her yıl “Dünya Süt Günü” olarak kutlanıyor. Bu kapsamda, AA muhabiri Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 2021 verilerini ve 2031 öngörülerini derledi.
Buna göre, dünya genelinde süt üretimi, 2021’de üretimin nispeten azaldığı Avrupa ve Okyanusya hariç tüm bölgelerde artmasıyla yaklaşık 928 milyon tona ulaştı.
Başta Hindistan, Çin, Pakistan olmak üzere Asya kıtasında süt üretimi bir önceki yıla göre yüzde 2,9 artış göstererek 400 milyon tona erişti.
Asya’daki süt üretiminin yarısından fazlasını oluşturan ve bu alanda lider konumunda bulunan Hindistan’da üretim 210 milyon tona ulaşırken, bunda yem miktarını artıran verimli muson yağmurlarının etkisi de bulunuyor.
Güneydoğu Asya bölgesinden sonra en büyük ihracatçı konumundaki bölge olan Avrupa Birliği’nde (AB) de süt üretiminin sürdürülebilir kalkınma politikalarından dolayı Okyanusya’dan biraz fazla, Kuzey Amerika’dan ise daha yavaş artması bekleniyor.
Dünya genelinde süt ürünleri tüketimindeki payın gelecek 10 yılda artması beklenirken, Hindistan, Pakistan ve Afrika’daki güçlü talep artışı bu gelişmenin temel sebebi olarak gösteriliyor.
FAO’nun 2031 öngörülerine göre ise dünyadaki süt üretiminin yüzde 30’undan fazlasını Hindistan ve Pakistan’ın karşılaması bekleniyor.
Son 10 yılda süt üretimindeki artışa rağmen Çin’in en büyük ithalatçı ülke unvanını koruması öngörülüyor.
Öte yandan, süt ürünlerinin çoğu, işlenmemiş veya pastörize veya fermente edilmiş olarak çok az işlenmiş taze süt ürünleri şeklinde tüketiliyor.
Düşük ve orta gelirli ülkelerde taze süt ürünleri kişi başına ortalama süt tüketiminin üçte ikisinden fazlasını oluştururken, yüksek gelirli ülkelerdeki tüketiciler işlenmiş süt ürünlerine yöneliyor.
Süt ürünlerinin uluslararası ticareti, ağırlıklı olarak işlenmiş olarak gerçekleştiriliyor.
Süt ürünlerinin dünya ticaretindeki payının artması da dünyanın en büyük süt ürünleri ithalatçısı olan Çin’deki kuvvetli talepten kaynaklanıyor.
Rusya, Meksika, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgeleri önemli süt ürünleri ithalatçıları olmayı sürdürürken, orta vadede AB ülkeleri, Yeni Zelanda ve ABD, işlenmiş süt ürünlerinin ana ihracatçıları olmaya devam edecek.
AB, Yeni Zelanda ve ABD’nin 2031’de peynirin yaklaşık yüzde 65’ini, tereyağının yüzde 74’ünü ihraç etmesi öngörülüyor.
Arjantin ise bugün uluslararası süt ürünleri ticaretinin nispeten küçük bir payına sahip olmasına rağmen, artan süt üretimi ve ortalamanın altında iç talep büyümesi nedeniyle küresel süt tozu pazarında rakip olma potansiyeline sahip olabilir.
Vegan beslenmeye devam eden tüketici ilgisi, süt üretiminin çevreye olumsuz etkileri ve hayvan sağlığı hakkındaki endişelerin, düşük oranlarda olsa da özellikle Doğu Asya, Avrupa, Okyanusya ve Kuzey Amerika pazarlarında bitki bazlı süt ikamelerinin tüketimini artırması bekleniyor.
Öte yandan, taze süt ürünlerinin küresel tüketimdeki payının, Hindistan ve Pakistan’daki gelir ve nüfus artışından kaynaklanan güçlü talep artışı nedeniyle gelecek 10 yılda artması öngörülüyor.