Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Uzun, “Ülkemiz günümüz itibarıyla su fakiri olmamasına rağmen, su zengini bir ülke de değildir. Su stresi altında bir ülkedir. Hatta yapılan birçok çalışmaya göre, yakın bir gelecekte ülkemizin su kıtlığı yaşayan bir ülke durumuna gelmesi bile muhtemeldir” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığınca hayata geçirilen Ulusal Havza Yönetim Stratejisi kapsamında, havzaların korunması, kurumlar arası koordinasyonun sağlanması ve konuyla ilgili uygulamaların takibi amacıyla faaliyet yürüten Doğu Karadeniz Havza Yönetim Heyeti, Vali İsmail Ustaoğlu başkanlığında Trabzon’da toplandı.
Havzanın kapsadığı Trabzon, Ordu, Artvin, Rize, Giresun ve Gümüşhane illerinden vali yardımcıları, belediye başkanları ve yetkilileri, DSİ bölge ve il müdürleri, il özel idare yetkilileri, tarım ve orman, çevre ve şehircilik, bilim, sanayi ve teknoloji il müdürlüklerinden yetkililer, illerin su ve kanalizasyon idaresi yetkilileri, akademisyenler ve STK temsilcileri hazır bulunduğu toplantıda konuşan Vali Ustaoğlu, Doğu Karadeniz Havzası’nın 2 milyon 285 bin 231 hektarlık alanıyla Türkiye’nin % 2,92’sini teşkil ettiğini söyledi.
“Doğu Karadeniz Havzası, Türkiye’nin % 2,92’sini Teşkil Ediyor”
Doğu Karadeniz Havzası’nda, yağış miktarlarının Türkiye ortalamasına göre fazla olmasından ve topoğrafik yapıdan kaynaklı olarak sık sık taşkınlar yaşandığını belirten Vali Ustaoğlu, “Bu durumdan dolayı havzamızda gerek ekonomik açıdan gerekse can kaybı açısından istenmeyen hadiseler yaşanabilmekle birlikte, bardağın dolu tarafından bakacak olursak da doğanın nimetlerini fırsata dönüştürme anlamında havzamız, hidroelektrik enerji potansiyeliyle dikkat çekmektedir.” dedi.
Trabzon’da konuşlu DSİ 22. Bölge Müdürlüğünün sekretarya görevini yürüttüğü heyetin, havzadaki suların doğru kullanılmasına yönelik çalışmalarına kendilerinin de katkı sunacağını dile getiren Vali Ustaoğlu şöyle konuştu:
“Bizler de süreci kesintiye uğratmadan, ilgili mekanizmaları, görev ve sorumluluklarının bilincinde hareket ettireceğiz. Havzamıza dair planlama, projelendirme ve uygulama aşamalarında bundan sonraki süreçte de yönetişim anlayışı ile faydalı ve önemli kararlara imza atacağımıza inanıyorum. Bu heyetin, havza içerisindeki suyu yönetmek, verimli kullanılmasını sağlamak, sularımızı kirletici unsurları ortadan kaldırmak gibi önemli amaçlarının bulunduğunu bir kez daha anımsatmakta fayda görüyorum. Evsel atık suların kontrolünden sanayi atık sularının yönetimine, taşkın ve kuraklık yönetiminden su yatırımlarına uzanan geniş bir yelpazede yürüteceğimiz çalışmaların, performansımız ölçüsünde geleceğimize yön vereceğini özellikle ifade etmek istiyorum.”
“Sonraki Nesillere Su Sıkıntısını Miras Bırakmamalıyız”
Çağın önemli sorunlarından biri olarak nitelendirdiği iklim değişikliğinin havzaları olumsuz etkilememesi için ilgili kurum ve kuruluşlara olduğu kadar vatandaşlara da ödevler düştüğüne vurgu yapan Vali Ustaoğlu, “Topyekûn bir hareket tarzı benimsemeli ve sonraki nesillere su sıkıntısını miras bırakmamalıyız. Havza Yönetim Heyetimizin 2019 yılı toplantı gündeminin ve alacağımız kararların hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, 2020 yılında her hangi bir sel ve taşkın olayı yaşanmamasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
“Türkiye, Su Stresi Altında Bir Ülkedir”
Kullanılabilir, temiz su kaynaklarına olan ihtiyacın her geçen gün arttığına dikkati çeken Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Uzun ise, hızlı nüfus artışı, ihtiyaçların artması ve sanayileşmenin etkisi ile dünyada ve ülkemizde su kaynaklarının hızla azaldığını kaydetti.
Ülkemizde kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarının bin 365 m3 olduğunu açıklayan Uzun, “Nüfus artışı ve sanayileşme hızı göz önüne alındığında 2030 yılında bu miktarın yıllık bin 120 m3’e kadar düşeceği öngörülmektedir. Bu verilere göre, ülkemiz günümüz itibarıyla su fakiri olmamasına rağmen, su zengini bir ülke de değildir. Su stresi altında bir ülkedir. Hatta yapılan birçok çalışmaya göre, yakın bir gelecekte ülkemizin su kıtlığı yaşayan bir ülke durumuna gelmesi bile muhtemeldir.” diye konuştu.
Küresel iklim değişikliği sebebiyle, su kaynaklarının kalite ve miktar yönünden olumsuz etkilendiğini anlatan Uzun, “Kuraklık şartları ve aşırı yağışların sonucunda meydana gelen taşkınlar halkımıza önemli ölçüde zarar vermektedir. İklim değişikliği kapsamında bakanlığımızca yapılan çalışma çıktılarına baktığımızda, sıcak gün, sıcak gece, ardışık kurak gün sayıları ve sıcak hava dalgası sayılarında ciddi artışlar beklenmektedir. Doğu Karadeniz Havzası ile geriye kalan diğer havzalarımız için kuraklık yönetim planlarının 2023 yılına kadar tamamlanması hedeflenmektedir.” dedi.
2011 yılında kurulan Su Yönetimi Genel Müdürlüğünün kuruluşundan itibaren yürüttüğü projeleri ve kurumun faaliyetlerinden örnekler sıralayan Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Uzun, sözlerinin sonunda 15 maddelik Doğu Karadeniz Havza Koruma Eylem Planı’na ilişkin detaylı bilgilendirmede bulunarak, planın etkin şekilde uygulanabilmesi için yapılması gerekenleri paylaştı.
“Boşa Akan Suları HES’lerle Enerjiye Çevirdik”
Doğu Karedeniz Bölgesi’nin su kaynakları bakımdan önemli bir bölge olduğuna değinen Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler de HES’lerle boşa akan suları enerjiye çevirdiklerini söyledi.
Ordu’da Yenilenebilir Enerji Yasası’yla 24 HES sisteminden elektrik elde ettiklerini belirten Başkan Güler, “Trabzon, Giresun, Artvin ve Gümüşhane bölgesinde de sularımızın korunması anlamında önemli çalışmalar yaptık. Su bilindiği gibi hayatımızın vazgeçilmez unsurudur. Verimli topraklarımız ne yazık ki; Karadeniz Bölgesi’nde denize karışarak yok oluyor. Bunun önüne mutlaka önüne geçmemiz gerekiyor. Kısacası Anadolu toprağının suyu içmesi gerekiyor. Tarım ve Orman Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli ile Karedeniz Bölgesi’nde çok önemli yatırımlar yapmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Toplantı, Trabzon Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Uğur Korkmaz, DSİ Bölge Müdür V. Dr. Emre Akçalı, DSİ 22. Bölge Müdürlüğünden şube müdürü İlyas Erdoğan ve mühendis Uğur Yavruoğlu’nun sunumları sonrasında, havza ile ilgili görüş ve önerilerin karara bağlanmasıyla sona erdi.