34,2597$% -0.11
37,6268€% -0.14
2.885,36%-0,04
4.925,00%-0,06
9.044,89%0,15
2132375฿%-1.49175
Toplantıda yaptığı konuşmada dünyanın bir yanında gıdaların çöpe atılırken, diğer yanında ise insanların açlık nedeniyle bir sonraki gün hayatta kalıp kalmayacağını bilemediğini vurgulayan Bakan Pakdemirli “Bugün burada gıda kayıp ve israfı ile mücadelede toplumsal bilinci artırmayı hedeflediğimiz uzun soluklu bir projeyi başlatıyoruz. Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık Projesi ile bu konuda da dünyaya rol model olmayı hedefliyoruz” dedi.
Kampanya için yaklaşık 1,5 yıldır çalışmaların yürütüldüğünü ifade Pakdemirli “Gıda arzı ve gıda talebiyle makro ve mikro olarak direkt ilişkili olan Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık Kampanyamız için geçtiğimiz bu süre zarfında sektörden çok sayıda paydaşla bira araya geldik. Mart ayı içerisinde de bu kampanyanın başlangıcını sizlerle yüz yüze paylaşmayı planlamıştık. Ancak tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkisi altına alan Covid-19 salgını sebebiyle bu mümkün olmadı” açıklamasını yaptı.
Pandemi sürecinde dünya çapında gıda arz zincirinin ve gıda arz güvenliğinin öneminin çok daha iyi anlaşıldığına vurgu yapan Bakan Pakdemirli “Pek çok ülkede, insanların gıdaya ulaşmak için oluşturdukları süpermarket kuyruklarını ve boş rafları gördük. Türkiye olarak her ne kadar bu süreçte, gıda arz zincirinde hiç bir sorun yaşamamış olsak da, gıdanın öneminin bir kez daha idrak edildiği bu günlerde, biz de kampanyamızı daha fazla ertelememeye karar verdik” değerlendirmesinde bulundu.
Yapılan tahminlere göre 2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyara, Türkiye nüfusunun ise 100 milyona ulaşacağını gösterdiğini belirten Bakan Pakdemirli “2050 yılında dünya gıda talebinde de yüzde 60’lık bir artış bekleniyor. Dünyada her 9 insandan 1’i açlıkla karşı karşıya iken, 670 milyondan fazla yetişkin ve 140 milyon genç ise obezite sorunu yaşıyor. Üretilen gıdanın, her yıl üçte biri yani 1,3 milyar ton ise kaybediliyor ya da israf ediliyor” diye konuştu.
Gıda tedarik zincirinin tarladan sofraya kadar olan tüm süreçleri kapsadığının altını çizen Pakdemirli “FAO’nun son araştırmasına göre, tarladan perakendeye gelinceye kadar üretilen gıdanın %14’ü kayboluyor. Öte yandan gıda israfı ise, satış yani perakende ve tüketim aşamasında karşımıza çıkıyor. Satış ve tüketim aşamasında gıda israfı 1/3 olarak gerçekleşiyor. Ayrıca ben gıda-okuryazarlığını çok önemsiyorum. Toplumun % 65’i gıdaların son tüketim tarihi ve tavsiye edilen tüketim tarihi arasındaki farkı bilmiyor. Dolayısıyla, bilinçli bireyler, bilinçli toplum prensibiyle öncelikle evlerimizde, bireysel alışkanlıklarımızı değiştirerek gıda israfına son vermeliyiz, her birimiz iyi birer ‘gıda okur-yazarı’ olmalıyız” şeklinde konuştu.
Ülkemizde yaşanan gıda kayıp ve israfına da değinen Pakdemirli ” Günlük olarak 4,9 milyon ekmeğin israf edildiğini görüyoruz. Üretilen sebze ve meyvelerin %50’sinde kayıp yaşanıyor. Hizmet sektöründe işletme başına yılda 4,2 ton gıda, 2.000 litre içecek israfı gerçekleşiyor. Yani ülkemizde, her yıl 18,8 milyon ton gıda çöpe gidiyor. Bu da yaklaşık 625 bin çöp kamyonunun taşıdığı çöp miktarına denk geliyor. Dolayısıyla israf edilen gıdaların miktarını azaltmak için tüm gıda zinciri boyunca verimli çözümler üretmemiz gerekiyor” dedi.
Türkiye’de ilk defa gıda kayıpları ve israfının önlenmesi, azaltılması ve yönetimine ilişkin bir Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planını hazırladıklarını söyleyen Bakan Pakdemirli “Ulusal Stratejimizin temelini Gıda Kaybı Hiyerarşine göre kurguladık. İlk amacımız gıdada kayıp ve israfı önlemek. İkinci amacımız, mümkünse gıdayı kurtarmak ve yeniden dağıtmak. Üçüncü amacımız, insani tüketimi mümkün değilse, hayvan yemi olarak kullanmak. Son olarak da atık gıdanın geri dönüşümünün sağlamak” dedi.
Bu amaçlara ulaşmak için 100’e yakın eylem ve her eylemin gerçekleştirilmesinden sorumlu olan kurum ve kuruluşların belirlendiğini belirten Pakdemirli “Bakanlık olarak stratejimizin temel ayağı olan gıda kayıp ve israfının önlenmesinde farkındalığı artırmak için ilk adımı da bugün burada sizlerle birlikte atmış oluyoruz. Farkındalık konusu, gıda kayıpları ve israfını önlemede en önemli unsur. İşte bizler de sizlere sesimizi daha fazla duyurabilmek için, bu amaçları baz alarak, bir kampanya tasarladık. İnandık ki, kampanyamıza temel teşkil eden bu belgeyi sadece okunabilir bir doküman olmaktan çıkartıp, içindeki eylemleri daha yüksek sesle dile getirebileceğimiz ve gıda zincirindeki tüm paydaşlarımıza ulaşabileceğimiz bir yöntem belirlersek, bu küresel sorunun çözümünde öncü bir rol oynayabiliriz. Bir araya geldiğimizde ne kadar güçlü olabildiğimizi gösterebiliriz” diye konuştu.
Kampanyanın kayıp ve israf farkındalığına yönelik yaşayan www.gidanikoru.com adresli bir websitesi olacağını da belirten Dr. Bekir Pakdemirli, Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık Kampanyasının maskotu “Cano’yu da basın toplantısında tanıttı.
Cano’nun bu kampanya boyunca bizlerle birlikte olacağını vurgulayan Bakan Pakdemirli “Onu her yerde görebileceksiniz. Restoranda karşımıza çıkacak ihtiyacın kadar sipariş ver diyecek, bazen marketlerde göreceğiz, alışverişini evde planladın mı diye soracak, bazen çalıştığımız yerin yemekhanesinde bize kampanyamızı hatırlatacak” açıklamasını yaptı.
Gıda işletmeleri için iyi uygulama rehberleri de hazırladıklarını ifade eden Pakdemirli “Ortam izin verdiği sürece beraber atölye çalışmalarıyla kapasitemizi güçlendirip, kaynaklarımızı boşa harcamamayı öğreneceğiz. Kampanyamızda bir Gıdanı Koru Mutfağımız da olacak. Kampanyamızla, etkin yönetilen web sayfamız ve sosyal medya hesaplarımız aracılığıyla farkındalığı arttırmayı ve katılımcılığı teşvik etmeyi hedefledik” değerlendirmesinde bulundu.
Kampanyanın gerçek sahibinin toplumun her kesimi ve bireyi olduğunu da söyleyen Pakdemirli “Çünkü ülkemizde Gıda Kayıp ve İsrafını bir nebze, yani % 2 civarında gıdayı çöpe göndermekten vazgeçersek, bunun anlamı 10 milyar lira demek, yani 360 bin ailenin 1 yıllık asgari geçim rakamı demek. Bu oranı %5 yapmayı başarırsak 25 milyar lira demek. Bu da yine 900 bin ailenin 1 yıllık asgari geçim rakamına karşılık gelmektedir. Kısacası bu kaybın ekonomik boyutu da oldukça yüksek. Bu bağlamda tüm paydaşlardan kampanya süresince farkındalık oluşturma çalışmalarına destek vermelerini bekliyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.
Türkiye’de Geçen Yıl 109 Bin Ton Bal Üretildi
Tarım ve Orman Bakanlığı 1,2 Ton Canlı Kum Midyesine El Koydu
37 Orman Köyüne 39 Milyon 760 Bin TL Destek
Ünlü Pidecide Domuz Eti Çıktı
Çiftçi 500 Ton Soğanı Vatandaşlara Ücretsiz Dağıttı
Ünlü Yoğurt Markasında Zararlı Madde Tespit Edildi! O Marka Yoğurtları Evinize Sokmayın…
Ticaret Bakanlığı Haksız Fiyat Artışlarına Geçit Vermiyor
Ticaret Bakanlığından Ekmekte Fahiş Fiyat Artışı Uyarısı
Taklit-Tağşiş Yapılan ve Sağlığı Tehlikeye Düşürebilecek Gıdalar Listesi Güncellendi
Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Yerelde Üretim ve Tüketim Hedefiyle Üreticileri Destekliyor
Organik Arıcılık Yapanlara Kovan Başına 50 Lira Destek Verilecek