Afyonkarahisar’da bulunan Eber Gölü çevresindeki fabrikalar ve 17 yerleşim alanının atıkları nedeniyle çürüdü. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, Eber Gölü’nün çevresinin çöp alanına dönüştürüldüğüne dikkat çekti.
BÖLGE KORUNAMADI
TTKD Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, “Ülkemizde benzer kullanımlar nedeniyle adeta suları çürüyen göllere Eber Gölü’nü örnek verebiliriz. 150 kilometrekarelik yüzölçümüyle geçmişte Türkiye’nin 12’nci tatlı su kaynağıydı. 150’ye yakın su kuş türünün yaşadığı, üreme barınma alanı ve kuş cenneti. Ekonomik ekolojik öneme sahip olan su bitkileri ve su hayvanlarının korunabilmesi için 1’inci derecede doğal sit alanı ilan edilmişti ama korunamadı.
GELİR ELDE EDİLİYORDU
Eber ürünleriyle, bölge ekonomisinde çok önemli bir katma değerdi. Çevresinde yaşayan 30 binden fazla insanın adeta tarla ve fabrikasıydı. Göldeki kamış ve saz bitkileri nedeniyle SEKA Kâğıt Fabrikası kurulmuştu. Kamış-saz ve gölün tıbbi aromatik bitkileri yurtdışına izolasyon parfümeri malzemesi olarak, kurbağalar, salyangozlar, balıklar işlenerek Avrupa’ya ihraç edilerek on milyonlarca dolar gelir sağlanırdı.
GÖLÜ ATIKLAR MAHVETTİ
Gölde dere kayabalığı, çok sayıda sazan türleri ve turna balığı yörenin önemli gıda ve kazanç kaynağıydı. Eber sarısı, endemik bir balık türü olan Anadolu inci balığı, Beyşehir kurbağası ve su kaplumbağalarının nesli tükenme tehlikesi altında ve yok olmakta. Havzadaki göller ve Eber Gölü, yıllardır tarımsal, kâğıt ve şeker fabrikaları ile çevresindeki 17 yerleşim alanının evsel atıklarıyla çöp alanına dönüştürülmüştür ve çürümesinin başlıca nedeni budur. Gölü kirleten iç ve dış faktörler giderek artmış, neredeyse her mevsim beliren algler nedeniyle gölün suyu yeşil siyah renge dönüşmüştür. Göl suyu aşırı azot ve fosfor yükleri nedeniyle adeta çürümüş su özelliğindedir. Bu özellikteki sular, dördüncü sınıf su kalitesinde sulardır. Bu tür suların tarımda bile kullanılması sakıncalıdır.
ÇÖZÜM YOLU AYNI
Göl havzalarının evsel tarım endüstriyel atıklarının çöp deposu olarak kullanması engellenmeli. Göllerin dip ve kıyı kesimlerinde yıllarca birikinti oluşturan ağır metal, kimyasal birikimi mutlaka göl ortamından mekanik yöntemlerle uzaklaştırılmalı. Göllere ulaşan dere, çay ve kanalların bulunduğu kesimlere ve yüzey sularının geldiği her yere toplama, dinlendirme, çökertme ve arıtma sistemlerinin yapılarak göllere kirli suların ulaşımı engellenmelidir.”